KORUMA-YENİLEME ODAKLI BİR YAKLAŞIM ÇERÇEVESİNDE KAYSERİ “GERMİR” YERLEŞİMİNİN BUGÜNÜ VE GELECEĞİ
Abstract
Kültürel Mimari miras kavramı Uluslararası Anıtlar ve Sitler
Konseyi tarafından kentsel koruma literatürüne son zamanlarda girmiş
bir kavramdır. Sürdürülebilirlik ilkesi gereği kültür varlıkları ile sit
alanlarının korunmasını ve gelecek nesillere eksiksiz bir biçimde
aktarılmasını içermektedir. Özellikle, kentsel koruma yolu ile koruma
kültürü ve bilincinin toplumlara kazandırılması amaçlanmaktadır.
Mimari mirasın korunması kentsel belleğin sürdürülmesi açısından da
önem göstermektedir. Avrupa’da korumaya ilişkin mevzuat çok eski
olmasına rağmen, ülkemizde oldukça yenidir. Özellikle, Koruma altına
alınan bölgelerde, koruma ilkeleri ile ölçütlerine uygun uygulamalar
yapılmaktadır. Buna dair olarak da başta 1964 yılında kabul edilen
Venedik tüzüğü olmak üzere çok sayıda uluslararası anlaşmanın
hükümleri geçerlidir. Bu hükümler iç hukuk sistemini de
etkilemektedir.
Cumhuriyet dönemi ile birlikte, korumacılık farklı bir alana
taşınmaya başlamıştır. Müzeciliğin Osman Hamdi bey tarafından
Osmanlı döneminde başlatılmasının ardından, kentsel ölçekte hangi
tarihi döneme ait olup olmaksızın tüm tarihi ve kültür varlıklarını
korumayı esas alan bir yaklaşım önemli hale gelmiştir. Bunda,1951
yılında Gayrimenkul Eski Eserler Anıtlar Kurulunun kurulması da
temel etkenlerden biri olmuştur. Ancak, 1980 yılından sonra bu
yapılanma ortadan kaldırılarak yerine yeni bir örgütlenmeye geçiş
yapılmıştır. Koruma Amaçlı İmar Planlama çalışmaları ise ülkemizde
2863 ve 3386 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma yasalarında
belirtilen hükümler uyarınca Kültür ve Turizm Bakanlığı, eski adı ile
İller Bankası şimdiki adı ile İl Bank, Valilikler ve Belediyelerce
gerçekleştirilmektedir. Çoğunlukla bakanlık ve iller bankasınca yapılan
veya yaptırılan koruma amaçlı imar planları analiz, sentez çalışmaları
ile planların çeşitli ölçeklerde elde edilmesi ve uygulanması aşamalarını
kapsamaktadır. 2863 sayılı yasa uyarınca tespit, tescil ve belgeleme
çalışmaları bakanlık ve koruma kurullarınca yapılmaktadır. Planların
fonksiyonel değişiklikler yolu ile yoğunluklar değişmeden
yapılabilmesinin araçları üzerinde durmak gerekir. Genellikle, plan yapımı öncesinde sit alanlarındaki yapılar üzerinde imar hakları
kısıtlanmaktadır. Diğer taraftan, istenilen hedefler bir türlü
sağlanamamakta, planların performansları ise düşük olmaktadır. Bu da
kamu kaynaklarının boşa gitmesine ve atıl kalmasına neden
olmaktadır. Üstelik pek çok belediye, planların uygulanması konusunda
pasif kalmaktadır. Örneğin, bu duruma bölgede yaşayan halkın tescile
ve sit kavramına tepkili olmaları da eklenebilir. Türkiye’deki en önemli
sorun ise planlardan çok planların hangi araçlarla, finansman ve
örgütlenme modelleri ile uygulanacağı üzerinedir. Projelendirme,
Programlama, Politika oluşturma ve Parasal kaynak bulmak da ayrıca
uygulamayı başarılı kılan diğer etmenlerdir. Bu holistik yaklaşım içinde
koruma altına alınan bu gibi bölgeleri pasif koruma yerine aktif bir
koruma içinde ele alarak korumak esas olmak durumundadır.
Artık, tek yapı ölçeğindeki koruma anlayışından tüm kentin ve
bölgenin tarihi ve kültürel varlıklarının korunmasına dayalı olarak
koruma amaçlı imar planlarının yapılması zorunlu kılınmıştır. Yerel
yönetimler ya da yerel yönetimlerin yetki vermek sureti ile Kültür
bakanlığınca koruma amaçlı imar planı yapılmaktadır. Ülkemizde çok
sayıda kentsel, tarihi, arkeolojik ve doğal sit alanı mevcuttur. Sit
alanları içerisinde ise mevcut yapı stokunun; geleneksel sivil mimarlık
yapıları ile anıtsal yapıların (cami, kervansaray, hamam, medrese,
kümbet gibi) bir bütün halinde korunmaya çalışılmaktadır. Özellikle,
Uluslararası örgütlerce Avrupa Birliği, UNESCO, gibi kamusal fonlar ve
teknik yardımlar yolu ile destekleri bulunmaktadır. Ülkemizdeki pek
çok yerleşim dünya kültürel mimari miras listesine alınmıştır. Bunlar
arasında, Safranbolu, Divriği Ulu Camii ve Darüşifası, Hattuşaş,
İstanbul tarihi yarımada, Eminönü, Nemrut dağı, Xanthos-Letoon,
Truva antik kenti, Edirne Selimiye cami ve külliyesi, Çatalhöyük
neolitik şehri, Bergama çok katmanlı kültürel peyzaj alanı, Bursa and
Cumalıkızık, Göreme Ulusal parkı ve Kapadokya, Pamukkale-Hierapolis
dir.
Bu çalışmada, Kayseri Germir Koruma Amaçlı İmar planı
örneklenerek ele alınmaktadır. Germir yerleşimi Kayseri Metropoliten
bölgesi içinde yer alan ve kentin doğusunda konumlanmış olan bir
mahalledir. Germir tarih boyunca belirli ürünlerde uzmanlaşmış ve
ticaretin yapıldığı bir yerleşim merkezi olmuştur. Bu özelliğini
günümüzde yitirmiştir. Eskiden boyacılıkta kullanılan cehri bitkisinin
teknolojideki gelişmelerden dolayı günümüzde kullanılmamaktadır.
Aynı zamanda, Germir’de çok sayıda Müslüman ve gayri Müslüman
azınlık yaşamıştır.
Germir kültür ve doğa turizminin gerçekleştirilmesine dönük
potansiyellere sahiptir. Kayseri, Kapadokya ve Erciyes dağının
yakınında bulunan bir merkez olarak turizmde istenilen düzeye
ulaşamamıştır. Ne var ki, gerek ulusal gerekse uluslararası boyutta
bölgeye daha fazla turist gelebilmesi için Germir ve benzeri
yerleşimlerin, Gesi, Ağırnas gibi arasında bir kültür turizm ağı
kurulmalıdır. Bu ağ içinde yer alan yerleşimler metropollerdeki yaşamın
stresinden uzak kalmak isteyenler için oldukça uygun bir yaşama
bölgesi oluşturabilir. Bu bakımdan, Germirin ekolojik tarihi ve kültürel
yapısını koruyan bir mimari yaklaşım ile eko-turizm odaklı bir
ekonomik ve sosyal kalkınma programı kolaylıkla uygulanabilecektir.
Turizmin diğer alt sektörleri de geliştirdiği bir yapının kurulması yerleşimin göç vermesini önleyecektir. Germir’de yer alan başta kilise
olmak üzere tüm dini anıtsal yapıların korunması ve özgün hali içinde
kullanılması gerekmektedir. Gerek kamu tarafından gerekse özek sektör
tarafından plan ile belirlenen yapıların işlevsel değişiklikleri
yapılmalıdır. Bu bağlamda, restorasyon çalışmalarına başlanılması,
ağırlıklı olarak taş malzemeden yapılmış olması nedeni ile de konutların
özgün malzemeye uygun restore edilmesi şarttır. Bu yapıların yer aldığı
korunacak sokakların canlı bir sokak kimliği kazanabilmesi açısından
da açık mekanlarla-meydan birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu çalışma, Kayseri Metropoliten alanı sınırları içinde yer alan
Germir 1.Derece Doğal ve Kentsel Sit alanı yerleşimine özgü koruma
sorunlarını ortaya çıkartmak ve bu sorunların çözümüne yönelik bir
koruma perspektifi gerçekleştirmeyi amaçlamaktadır. Bu çerçevede,
Kayseri Germir yerleşimine yönelik, makalenin hazırlanması sırasında
İller Bankası’nca ihale edilen Koruma Amaçlı İmar Planı araştırma
raporundan yararlanılmıştır. Halen, söz konusu çalışmanın planlama
aşaması sürmektedir. Ayrıca, Literatürde de Germir’e ilişkin çok sınırlı
sayıda kaynak olduğu belirlenmiştir. Bu derleme çalışması göstermiştir
ki, koruma amaçlı imar planlarının uzun sürelere yayılmasından ötürü
koruma konuları ve politikaları için bu durum bir dezavantajdır. Bunun
yanı sıra, alanda yapılan görsel tespitlerden (fotoğrafla tespit ve
belgeleme) hane halkı kullanıcıları ile yapılan görüşmeler sonucunda
elde edilen notlardan önemli ölçüde yararlanılmıştır. Cultural and Architectural heritage as an concept has taken
placed in conservation literature recently by ICOMOS.”I nternational
Council on Monuments and Sites.” This concept also consists of
cultural assets conservation within the site areas and passed through
future generations in terms of sustainability principle. Especially,
Conservation culture and awarness should be gained to societies by
using urban conservation. Conservation of architectural heritage has
indicated that urban memory can enable to sustainable. Conservation
legislation is older in Europe than in Turkey. In conservation site areas,
the implementations have been made suitable to conservation principles
and criterias by municipalities. For example, approved by states 1964
dated Venice act and the other many international conventions are still
valid for all states. As We known that The international laws,
conventions, aggrements, have effect upon inlaw system of states in law
norms hierarchy.
Together with Republician period of Turkey, Conservation issues
has begun to transfered to a different scope. After museum studies were
commenced by Osman Hamdi bey in Ottoman Empire period, A conservation approach has taken as basis on all historical, cultural
assets and sites in urban scale. This development was one of the
effecting on mainly factor that historical assets and monuments council
founded in 1951. However, this organizational structure was abolished
in 1980’s by the military government. Then, It was newly established on
different councils locally in Turkey. Conservation aimed development
plans works have been made and realised in terms of 2863 and 3386
numbered laws by Cultural and Tourism Ministry, İller Bankası,
Municipalities and governorates. Those plans have an procedure Which
consists of three steps are analysis, synthesis and planning decisions
and implementation. According to the law number 2863, determination,
inscription and documentation process has been taken decisions and
monitored by Ministry’s regional councils. So generally, before making
conservation aimed plan as called as provisional period construct
conditions are determined by regional councils. Development rights on
registered historical buildings in site areas are restricted on. From this
point of, We must focused on implementation tools Which ensuring
functional changes on urban land use but not changing densities. On
the other hand, projected aims are not succeded in and performance of
plans is decay. This fact resulted in public funding remain inactive.
Furthermore, many municipalities have unwillingliness behave on
implementaion of conservation aimed plans. We are adding on this fact
reason. For instance, The local people has shown reaction to inscription
on buildings and site concept, We believe that the most important
problem is planning rather than planning applications with financial
and organizational model. There must be planning, project, policy,
programme and monetary sources for conservation aimed plans. Within
the holistic approach, active conservation should be put into practice
instead of passive conservation.
It has become obligatory from one monument or building scale
conservation to urban texture scale conservation by making
conservation aimed plans. Local governments as municipalities and
Ministy of Culture by Municipality councils giving attributes get
planning works done. There are many registered urban, historical,
archeolojical and natural site areas in Turkey. Traditional civic
architectural buildings with monumental buildings such as mosque,
caravanserai, public bath, madrasa, tomb have been tried to conserved
comprehensively. Particularly, İnternational conservation organizations
such as European Union, Unesco has been encouraging to states
through public fundings and technical supports. So Many conservation
regions are sites and historical buildings once have taken to world
heritage list. For instance, Safranbolu, Divriği Ulu Camii ve Darüşifası,
Hattuşaş, İstanbul historical peninsula, Eminönü region, Nemrut dağı,
Xanthos-Letoon, Truva ancient city, Edirne Selimiye mosque and social
complex, Çatalhöyük neolithic city, Bergama multi layer cultural
landscape site, Bursa and Cumalıkızık, Göreme National park and
Cappadocia, Pamukkale-Hierapolis.
In this study, as an case of Kayseri Germir conservation aimed
plans tackled. Germir settlement was an old village now being in a
quarter of Kayseri Metropolitan area. It is located on city’s east
direction. Along the history, Germir has specialized on specific products
and made trade intensively. However, Germir lost trade characteristics. Cehri was a kind of plant which used as raw material in painting sector
in the past. Now, It has not used by painting sector due to technological
developments. Muslims and non muslim minorities had lived on Germir
in the beginning of 20th century. Generally, While Turks deal with
agriculture and husbandary, minority groups such as Ermenians,
Rums deal with trade, construction works.
Germir has potential on cultural and natural tourism, ecotourism
or sustainable tourism. In macro level of planning, Kayseri and Germir
as an center has not achieved on intended objective. However, A
cultural tourism road network should be planned and established in
Germir-Gesi and Ağırnas settlements. As the people wants to escape
from metropolitan cities and it’s leading living stress, settlements on
this route or network may be rather a adaptive living region. In this
respect, Germir’s ecolojical, historical and cultural structure on
conserving should be a integrated architectural approach. So that eco
tourism aimed locally economical and social development program will
be implemented easily. Tourism develops the other service sectors so
Germir will not lost population. Germir have religious monumental
buildings which has renovated and restorated in originally form. Both of
public sector and private sector should be restoration facilities in
strategic interventions such as reused and functional changes. In this
context, It is necessary to begin the restoration works because of stone
materials used. In addition, those buildings on street as conservation
and rehabilitation street implications with square and open spaces
must be proceed.
This work aimed that develop a conservation perspective and
approach for problems and solutions to them for Germir 1. Natural and
Urban site areas in Metropolitan city boundary of Kayseri. In this
framework, during the preparation of article, We used from
conservation aimed plan technical report of İller Bankası. Planning
procedures still continue on. We distinguished that Germir’s literatüre
has very limited. On this review work, it is shown that conservation
aimed development plans have long time period. This condition is an
seriously handicap for conservation issues and politics. On the other
hand, It has been commonly used visual determination by taking
photographes and interview with households.